malesef son zamanlarda içi boşaltılan kavramlardan biride cumhuriyet.Hepimiz biliyoruzki anayasa md 1e göre Türkiye
Devleti bir cumhuriyettir.Ama üzülerek görüyorumki Türkiyedeki bir çok insan cumhuriyet nedir dendiğinde "halkın
kendi kendisini yönetmesidir"cevabından başka bir cevap veremiyecek durumda.halkın kendi kendisini yönetmesi nedir
sorusuyla karşılaştıklarını dahi sanmıyorum.bende bu eksikliği gördüğüm için elimdeki anayasa kitaplarından
cumhuriyetle ilgili kısa bir derleme yaptım...
1)DAR ANLAMDA CUMHURİYET:Hükümet biçmini ifade eder.En yalın biçimde monarşinin karşıtı olarak tanımlanır.En çok
kabul gören tanımı :devlet başkanı ve devletin diğer organlarının seçimle ve belli süreler için göreve geldiği HÜKÜMET BİÇMİdir.Ancak bazı yazarlar dar anlamda cumhuriyerin tanımını iyice daraltmakta ve veraset dışı yollarla(seçim,darbe,devrim) iş başına gelmeyi yeterli saymaktadırlar.
2)GENİŞ ANLAMDA CUMHURİYETevlet şeklini ifade eder.Devlet şekillerinin sınıflanmasında önemli bir kriterde egemenliğin kime ait olduğudur.Bu açıdan baktığımızda geniş anlamda cumhuriyet egemenliğin bir kişi(monark) yada zümreye(aristokrasi) değil toplumun tümüne ait olduğu modeli ifade eder.Geniş anlamda cumhuriyet tanımı cumhuriyet ve demokrasiyi özdeşleştirmektedir. Oysa demokrasiz cumhuriyetrler olduğu gibi (sosyalist rejimler örnek olarak verilebilir) sınırlı monarşi(ör:İngiltere , Japonya) şeklinde demokrasilerde vardır.
3)TÜRK HUKUKUNDA DURUM
A-1923 TARİHLİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ:Türkiye devletinin şekli hükümeti cumhuriyettir maddesiyle ile cumhuriyet türk anayasa hukukuna girmiştir.Burda cumhuriyet bir hükümet şekli olarak tanımlanmış yani dar anlamda cumhuriyet kabul edilmiştir.Böylece hükümet şeklinin ırsıyet yerine seçimi kurallaştırdığı ifade edilmiştir.bir ansiklopedide cumhuriyet tanımı şöyledir :"Halkın hakimiyeti doğrudan yada seçtiği temsilciler aracılığıyla kullandığı DEVLET ŞEKLİ : yemek esnasında , yarın cumhuriyeti ilan edicez dedim (Atatürk)" Oysa , 1921 teşkilatı esasiye kanunu zaten
hakimiyetin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu ilan ettikten sonra , bunun kullanımıyla ilgili olarakta halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına dayandığını bildirmiş TBMM yide milletin yegane ve hakiki mümessili kabul etmişti.Durum buyken Atatürk yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz derken (28 ekim 1923) halkın egemenliği doğrudan doğruya veya temsilcileri aracılığıyla kullandığı bir devletşeklini kastetmiş deildir çünkü bu durum en azından 1921 Teşkilatı esasiyeden beri vardı.Burda kastedilen dar anlamda cumhuriyet ve onun özelliği olarakta devlet başkanının cumhurbaşkanı diye nitelendirilip , belli bir süre için ve seçimle belirlenmesi usulüydü .
B-1961 ANAYASASINDAKİ DURUM : md 1 Türkiye devleti bir cumhuriyettir. Madde gerekçesinde şöyle denmişti : bu madde Türkiye Cumhuriyeti adında bir devletin kuruluşunu , bu devletin HÜKÜMETİNİN hertürlü saltanat , şahıs ve zümre hakimiyeti şekillerini reddeden , DEMOKRATİK bir devlet olduğunu açıklamaktadır.Görüldüğü üzere 61 Anayasası hükümet şeklini ve niteliğini dar anlamda cumhuriyet devletin şeklini ise geniş anlamda cumhuriyet olarak ilan etmiştir. Anayasa mahkemesinin bu konudaki tutumu : Anayasa mahkemesine göre 61 anayasası md 1 DEVLET şeklinin cumhuriyet olduğunu md 9 ise bu hükmün deiştirilemez olduğunu bildiriyordu.Anayasa mahkemesi anayasada deişiklik yapan birçok yasayı denetlerken şu mantığa dayandı.Anayasayla korunan sadece cumhuriyet sözcüğü yada devlet başkanının seçimle belirlenmesi usulü deil belli nitelikleri olan bir devlet sistemidir. Bu nitelikler anayasanın başlangıç bölümüyle md 1-2 de gösterilmiştir.Bunlara ters düşen Anayasa deişiklikleri cumhuriyet ilkesine aykırı olup iptalleri gerekir.
(I. Devletin Şekli
Madde 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin Nitelikleri
Madde 2- Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına ve Başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, millî,
demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.
Başlangıç bakımındansa Tarihi boyunca bağımsız yaşamış, hak ve hürriyetleri için savaşmış olan;
Anayasa ve Hukuk dışı tutum ve davranışlarıyla meşruluğunu kaybetmiş bir iktidara karşı direnme hakkını kullanarak
27 Mayıs 1960 Devrimini yapan Türk Milleti;
Bütün fertlerini, kaderde, kıvançta ve tasada ortak, bölünmez bir bütün halinde, millî şuur ve ülküler etrafında toplıyan ve milletimizi, dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak millî birlik ruhu içinde daima yüceltmeyi amaç bilen Türk Milliyetçiliğinden hız ve ilham alarak ve;
"Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" ilkesinin, Milli Mücadele ruhunun, millet egemenliğinin, Atatürk Devrimlerine bağlılığın tam şuuruna sahibolarak;
İnsan hak ve hürriyetlerini, millî dayanışmayı, sosyal adâleti, ferdin ve toplumun huzur ve refahını gerçekleştirmeyi ve teminat altına almayı mümkün kılacak demokratik hukuk devletini bütün hukukî ve sosyal temelleriyle kurmak için;
Türkiye Cumhuriyeti Kurucu Meclisi tarafından hazırlanan bu Anayasayı kabûl ve ilân ve Onu, asıl teminatın vatandaşların gönüllerinde ve iradelerinde yer aldığı inancı ile, hürriyete, adâlete ve fâzilete aşık evlâtlarının uyanık bekçiliğine emanet eder.
Cümleleri kastedilmektedir) şimdi sadece cumhuriyet kelimesi bile bukadar çok şey ifade ederken bu kelimenin anlamını bukadar geniş yorumlamanın nekadar önemli olduğu açıkça ortaya çıkıyor.Bu geniş yorum sonucu verilen birkaç anayasa deişikliği iptali kararını ve somut hayata etkisinin örneğini vericem .şuanki anayasamızda var olan ancak 61 anayasasında cumhuriyetin deişmezliğine aykırı bulunup iptal edilen birkaç hüküm (yüksek hakimler kararına karşı yargı yolunun kapanması kanununun iptali veya toplantı ve gösterileri 10 gün erteleyebilme yetkisini mülki amirlere tanıyan yasanın keyfiliğe açık bulunarak iptali.şuanki kanunlara göreyse toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasaklanabiliyor bile! Yada bunun gibi zorunlu din dersleri , nüfus cüzdenındaki dini ibaresi ve daha bugün mevcut birçok hükmün anayasaya girmesine bu yorum tarzı engel olmuştur.)
C-1982 ANAYASASINDA DURUM : 82 Anayasataslağını hazırlayan danışma meclisi anayasa komisyonu gerekçesinde cumhuriyeti dar anlamda tanımlamıştır : Devlet başkanının veraset yoluyla değil milletçe veya milletin temsilcisi TBMMce seçilerek makamına geleceği... 1960 ve 1980 müdahalelerinden sonra kurulan askeri rejimler döneminde askeri liderler kendilerini cumhurbaşkanı olarak deil devlet başkanı olarak isimlendirdiler.çünkü cumhurbaşkanlığı statüsünün seçimle kazanılacağına yönelik inanç kesindi.82 anayasasının kabulü için yapılan halk oylaması sonucunun ; anayasanın kabulü halinde milli güvenlik konseyi ve devlet başkanı olan kişinin (Kenan Evren) cumhurbaşkanlığı sıfatını kazanarak cumhurbaşkanına tanınan görevleri yerine getireceği ve yetkileri kullanacağışeklindeki geçici 1.md formülüde (devlet başkanının cumhurbaşkanı seçilerek deilde cumhurbaşkanı sıfatını kazanarak cumhurbaşkanına tanınan görevleri yapıp yetkileri kullanacağı) cumhurbaşkanlığı statüsüne ve bu statünün seçimle kazanılmasına duyulan saygıyı gösterir. 82 anayasası döneminde anayasa mahkemesi 1989 da vermiş olduğu türban kararında cumhuriyetin türk devriminin hukuki ifadesi olduğunu vurgulamış ve cumhuriyeti türk devrimiyle eşitleyen geniş anlamda cumhuriyeti kabul eden bir tavır alarak kanunu (anayasa deişikliği deil not : anayasa deişikliklerinin deiştirilmesi teklif dahi edilemeyen ilk 3 md açısından dahi kontrolü 82 anayasasına göre maalesef mümkün deildir ) iptal etmiştir.
4)TÜM BUNLAR IŞIĞINDA TÜRKİYEYE ÖZGÜ ANLAMIYLA CUMHURİYET: Mustafa Kemal Atatürk benim en büyük eserim Türkiye Cumhuriyeti dir derken ne bir hükümet şeklini nede bir devlet şeklini kastetmişti kastettiği Türk Devrimiydi.Nitekim
Anayasa Mahkemesi hem 61 anayasası döneminde hemde 82 anayasası döneminde (ör:yukardaki karar) cumhuriyeti geniş
yorumlarken Türk devrimini baz almıştır.Ayrıca son olarak 61 anayasasının gerekçesinde CUMHURİYETİN TÜRK DEVRİMİNİN
HUKUKİ GEREKÇESİ OLDUĞU VURGULANMIŞTIR.
Devleti bir cumhuriyettir.Ama üzülerek görüyorumki Türkiyedeki bir çok insan cumhuriyet nedir dendiğinde "halkın
kendi kendisini yönetmesidir"cevabından başka bir cevap veremiyecek durumda.halkın kendi kendisini yönetmesi nedir
sorusuyla karşılaştıklarını dahi sanmıyorum.bende bu eksikliği gördüğüm için elimdeki anayasa kitaplarından
cumhuriyetle ilgili kısa bir derleme yaptım...
1)DAR ANLAMDA CUMHURİYET:Hükümet biçmini ifade eder.En yalın biçimde monarşinin karşıtı olarak tanımlanır.En çok
kabul gören tanımı :devlet başkanı ve devletin diğer organlarının seçimle ve belli süreler için göreve geldiği HÜKÜMET BİÇMİdir.Ancak bazı yazarlar dar anlamda cumhuriyerin tanımını iyice daraltmakta ve veraset dışı yollarla(seçim,darbe,devrim) iş başına gelmeyi yeterli saymaktadırlar.
2)GENİŞ ANLAMDA CUMHURİYETevlet şeklini ifade eder.Devlet şekillerinin sınıflanmasında önemli bir kriterde egemenliğin kime ait olduğudur.Bu açıdan baktığımızda geniş anlamda cumhuriyet egemenliğin bir kişi(monark) yada zümreye(aristokrasi) değil toplumun tümüne ait olduğu modeli ifade eder.Geniş anlamda cumhuriyet tanımı cumhuriyet ve demokrasiyi özdeşleştirmektedir. Oysa demokrasiz cumhuriyetrler olduğu gibi (sosyalist rejimler örnek olarak verilebilir) sınırlı monarşi(ör:İngiltere , Japonya) şeklinde demokrasilerde vardır.
3)TÜRK HUKUKUNDA DURUM
A-1923 TARİHLİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ:Türkiye devletinin şekli hükümeti cumhuriyettir maddesiyle ile cumhuriyet türk anayasa hukukuna girmiştir.Burda cumhuriyet bir hükümet şekli olarak tanımlanmış yani dar anlamda cumhuriyet kabul edilmiştir.Böylece hükümet şeklinin ırsıyet yerine seçimi kurallaştırdığı ifade edilmiştir.bir ansiklopedide cumhuriyet tanımı şöyledir :"Halkın hakimiyeti doğrudan yada seçtiği temsilciler aracılığıyla kullandığı DEVLET ŞEKLİ : yemek esnasında , yarın cumhuriyeti ilan edicez dedim (Atatürk)" Oysa , 1921 teşkilatı esasiye kanunu zaten
hakimiyetin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu ilan ettikten sonra , bunun kullanımıyla ilgili olarakta halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına dayandığını bildirmiş TBMM yide milletin yegane ve hakiki mümessili kabul etmişti.Durum buyken Atatürk yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz derken (28 ekim 1923) halkın egemenliği doğrudan doğruya veya temsilcileri aracılığıyla kullandığı bir devletşeklini kastetmiş deildir çünkü bu durum en azından 1921 Teşkilatı esasiyeden beri vardı.Burda kastedilen dar anlamda cumhuriyet ve onun özelliği olarakta devlet başkanının cumhurbaşkanı diye nitelendirilip , belli bir süre için ve seçimle belirlenmesi usulüydü .
B-1961 ANAYASASINDAKİ DURUM : md 1 Türkiye devleti bir cumhuriyettir. Madde gerekçesinde şöyle denmişti : bu madde Türkiye Cumhuriyeti adında bir devletin kuruluşunu , bu devletin HÜKÜMETİNİN hertürlü saltanat , şahıs ve zümre hakimiyeti şekillerini reddeden , DEMOKRATİK bir devlet olduğunu açıklamaktadır.Görüldüğü üzere 61 Anayasası hükümet şeklini ve niteliğini dar anlamda cumhuriyet devletin şeklini ise geniş anlamda cumhuriyet olarak ilan etmiştir. Anayasa mahkemesinin bu konudaki tutumu : Anayasa mahkemesine göre 61 anayasası md 1 DEVLET şeklinin cumhuriyet olduğunu md 9 ise bu hükmün deiştirilemez olduğunu bildiriyordu.Anayasa mahkemesi anayasada deişiklik yapan birçok yasayı denetlerken şu mantığa dayandı.Anayasayla korunan sadece cumhuriyet sözcüğü yada devlet başkanının seçimle belirlenmesi usulü deil belli nitelikleri olan bir devlet sistemidir. Bu nitelikler anayasanın başlangıç bölümüyle md 1-2 de gösterilmiştir.Bunlara ters düşen Anayasa deişiklikleri cumhuriyet ilkesine aykırı olup iptalleri gerekir.
(I. Devletin Şekli
Madde 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin Nitelikleri
Madde 2- Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına ve Başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, millî,
demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.
Başlangıç bakımındansa Tarihi boyunca bağımsız yaşamış, hak ve hürriyetleri için savaşmış olan;
Anayasa ve Hukuk dışı tutum ve davranışlarıyla meşruluğunu kaybetmiş bir iktidara karşı direnme hakkını kullanarak
27 Mayıs 1960 Devrimini yapan Türk Milleti;
Bütün fertlerini, kaderde, kıvançta ve tasada ortak, bölünmez bir bütün halinde, millî şuur ve ülküler etrafında toplıyan ve milletimizi, dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak millî birlik ruhu içinde daima yüceltmeyi amaç bilen Türk Milliyetçiliğinden hız ve ilham alarak ve;
"Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" ilkesinin, Milli Mücadele ruhunun, millet egemenliğinin, Atatürk Devrimlerine bağlılığın tam şuuruna sahibolarak;
İnsan hak ve hürriyetlerini, millî dayanışmayı, sosyal adâleti, ferdin ve toplumun huzur ve refahını gerçekleştirmeyi ve teminat altına almayı mümkün kılacak demokratik hukuk devletini bütün hukukî ve sosyal temelleriyle kurmak için;
Türkiye Cumhuriyeti Kurucu Meclisi tarafından hazırlanan bu Anayasayı kabûl ve ilân ve Onu, asıl teminatın vatandaşların gönüllerinde ve iradelerinde yer aldığı inancı ile, hürriyete, adâlete ve fâzilete aşık evlâtlarının uyanık bekçiliğine emanet eder.
Cümleleri kastedilmektedir) şimdi sadece cumhuriyet kelimesi bile bukadar çok şey ifade ederken bu kelimenin anlamını bukadar geniş yorumlamanın nekadar önemli olduğu açıkça ortaya çıkıyor.Bu geniş yorum sonucu verilen birkaç anayasa deişikliği iptali kararını ve somut hayata etkisinin örneğini vericem .şuanki anayasamızda var olan ancak 61 anayasasında cumhuriyetin deişmezliğine aykırı bulunup iptal edilen birkaç hüküm (yüksek hakimler kararına karşı yargı yolunun kapanması kanununun iptali veya toplantı ve gösterileri 10 gün erteleyebilme yetkisini mülki amirlere tanıyan yasanın keyfiliğe açık bulunarak iptali.şuanki kanunlara göreyse toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasaklanabiliyor bile! Yada bunun gibi zorunlu din dersleri , nüfus cüzdenındaki dini ibaresi ve daha bugün mevcut birçok hükmün anayasaya girmesine bu yorum tarzı engel olmuştur.)
C-1982 ANAYASASINDA DURUM : 82 Anayasataslağını hazırlayan danışma meclisi anayasa komisyonu gerekçesinde cumhuriyeti dar anlamda tanımlamıştır : Devlet başkanının veraset yoluyla değil milletçe veya milletin temsilcisi TBMMce seçilerek makamına geleceği... 1960 ve 1980 müdahalelerinden sonra kurulan askeri rejimler döneminde askeri liderler kendilerini cumhurbaşkanı olarak deil devlet başkanı olarak isimlendirdiler.çünkü cumhurbaşkanlığı statüsünün seçimle kazanılacağına yönelik inanç kesindi.82 anayasasının kabulü için yapılan halk oylaması sonucunun ; anayasanın kabulü halinde milli güvenlik konseyi ve devlet başkanı olan kişinin (Kenan Evren) cumhurbaşkanlığı sıfatını kazanarak cumhurbaşkanına tanınan görevleri yerine getireceği ve yetkileri kullanacağışeklindeki geçici 1.md formülüde (devlet başkanının cumhurbaşkanı seçilerek deilde cumhurbaşkanı sıfatını kazanarak cumhurbaşkanına tanınan görevleri yapıp yetkileri kullanacağı) cumhurbaşkanlığı statüsüne ve bu statünün seçimle kazanılmasına duyulan saygıyı gösterir. 82 anayasası döneminde anayasa mahkemesi 1989 da vermiş olduğu türban kararında cumhuriyetin türk devriminin hukuki ifadesi olduğunu vurgulamış ve cumhuriyeti türk devrimiyle eşitleyen geniş anlamda cumhuriyeti kabul eden bir tavır alarak kanunu (anayasa deişikliği deil not : anayasa deişikliklerinin deiştirilmesi teklif dahi edilemeyen ilk 3 md açısından dahi kontrolü 82 anayasasına göre maalesef mümkün deildir ) iptal etmiştir.
4)TÜM BUNLAR IŞIĞINDA TÜRKİYEYE ÖZGÜ ANLAMIYLA CUMHURİYET: Mustafa Kemal Atatürk benim en büyük eserim Türkiye Cumhuriyeti dir derken ne bir hükümet şeklini nede bir devlet şeklini kastetmişti kastettiği Türk Devrimiydi.Nitekim
Anayasa Mahkemesi hem 61 anayasası döneminde hemde 82 anayasası döneminde (ör:yukardaki karar) cumhuriyeti geniş
yorumlarken Türk devrimini baz almıştır.Ayrıca son olarak 61 anayasasının gerekçesinde CUMHURİYETİN TÜRK DEVRİMİNİN
HUKUKİ GEREKÇESİ OLDUĞU VURGULANMIŞTIR.