murat

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
murat

murat yiğit


    TRT'ye o tuhaf perukla çıkan akademisyen 'Güzel' mi?

    şahin akdeniz
    şahin akdeniz


    Mesaj Sayısı : 40
    Yaş : 36
    Nerden : kahramanmaraş göksun
    Kayıt tarihi : 10/02/09

    TRT'ye o tuhaf perukla çıkan akademisyen 'Güzel' mi? Empty TRT'ye o tuhaf perukla çıkan akademisyen 'Güzel' mi?

    Mesaj  şahin akdeniz C.tesi Şub. 14, 2009 5:37 pm

    Haber ve fotoğrafları gazete ve sitelerde görmüş olmalısınız. TRT, 'Hayat ve Din' adlı programda, özel yaşamında başörtülü olan Doç. Dr. Hülya Küçük'ü ekrana perukla çıkarmış.
    TRT 1'deki programda, Konya Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Hülya Küçük tasavvuf hakkında konuşmuş.
    Bu bilgiden sonra haberlerin hepsinde de şu ayrıntı var:
    "Uzmanlık alanı tasavvuf, Türk tarihi, İslam felsefesi olan Güzel'in konuşmasında ekrana, Mevlana Celalettin Rumi'nin sözleri geldi.
    Konuşmalar sürerken 'Mevlana'nın cüppe ve sarıkla insan âlim olmaz, âlimlik, insanın zatında bulunan bir hünerdir' sözleri kullanıldı."
    Ajanstan bire bir dayanmış, anladım, Mevlana'yı sözünün yani tırnağın dışında tutmaktan da geçtim, burada kimliğini çözemediğim birinden bahsediliyor: Güzel.
    Evvelinde ve sonrasında sadece Doç. Dr. Hülya Küçük'ten söz edilirken araya sıkışan Güzel de kim?
    Programın sunucusu olamaz, onun adı Halil Yıldırım. Yapımcının ismiyse Şahin Demiral, haberde öyle yazılı.
    Hülya Küçük'ün ikinci soyadı mı diye google'ladım, değil. Hasan Celal Güzel de konuşmacılar arasında olabilir mi diye baktım, hayır yok.
    Doç. Dr. Hülya Küçük'ten bahsedilirken aniden 'Küçük' soyadı 'Güzel' oluveriyor ve anladığım kadarıyla ajanstan 'kes-yapıştır'lanan satırlardaki bu ilginç hataya kimse uyanmıyor!
    Peki bu nasıl bir sürçme?
    Özel hayatında başörtülü olan Hülya Küçük'ün, Sezer'vari kamusal alan zihniyetiyle, davet edildiği TRT ekranında ancak perukla boy gösterebilmesi, onun da adeta inatla hayatta gördüğüm en tuhaf peruk modelini seçip takmış olması 'güzel' mi bulunuyor?!
    Vay be, lapsusa bak sen!
    İtiraf etmeliyim ki, haberin içini okumadan önce Küçük'ün başörtülü ve peruklu iki fotoğrafı arasında uzun süre gidip geldim. Daha doğrusu peruklu fotoğrafını aradım, çünkü renkli ve desenli türbanının yanında bir de siyah türbanlı resmi varmış gibi görüyordum! Peruk, evladiyelik Şevket'te ya da diğer perukçularda gördüğümüz tasarımlara zerre
    benzemiyordu, bone gibiydi, kulakları da kapatıyordu, öndeki ayrığı
    garipti, gayet sakil bir şeydi.
    Neticede fikrine başvurulan bir öğretim üyesinin, televizyona çıkıp görüş ifade ederken kendini bu garip ve gülünç şekle sokması, ille de saçlandırması gerektiği için üzüldüm ve utandım. Bir yandan da samimi olarak anlamaya çalıştım: Akademisyen de olsa, kendini araştırmaya da verse, ideolojik bir mesele de olsa, bir kadın, kendini bilerek
    nasıl çirkinleştirebilirdi? 'Madem öyle gel böyle'nin tezahürü ille de
    bu model takma saç mıydı?
    Hülya Küçük'ün tasavvuf ve İslam'la ilgili kitap ve makaleleri var. Özellikle 'Kurtuluş Savaşı'nda Bektaşiler' isimli kitabında (Kitap Yayınevi), resmi tarih ve ideolojiyi sıkıca silkeliyor, tarikatlara dair belletilmiş pek çok şeyin o kadar ak-kara değil de daha degrade olduğunu anlatıyor.
    Üstelik de bu kitap, Küçük'ün doktora tezinin genişletilmiş hali olan 'The Role of Bektashis in Turkey's National Struggle, A Historical and Critical Study' adlı çalışmanın (Brill Academic Publishers, 2002) gözden geçirilmiş ve zenginleştirilmiş Türkçe baskısı. Yani bir de 'Aman Allah'ım, bunları asıl İngilizce yazmış!' oluyorsunuz! Ve böyle esaslı bir kadının daha iyi bir çaresi olabilmeli diye düşünüyorsunuz...

      Forum Saati Cuma Kas. 22, 2024 2:59 am